BOŞANMA DAVASI HAKKINDA BİLMENİZ GEREKENLER

Boşanma Davası Nedir?

Evlilik birliğinin sona erdirilmesi amacıyla açılan hukuki bir dava olan boşanma davası, mahkeme kararı ile gerçekleşen bir süreçtir. Boşanma davaları, genel olarak anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası olmak üzere iki ana kategoriye ayrılabilir.

Evlilik birliği 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenen şartların varlığı halinde devlet memuru huzurunda kurulabilmektedir. Kurulan resmi evlilik birliğinin sona ermesi de ancak Medeni Kanun’da düzenlenmiş bulunan genel veya özel nitelikli boşanma sebeplerinin bulunması halinde ve aile mahkemesi önünde yürütülecek boşanma davası sonucunda mümkün olmaktadır. Dolayısıyla boşanmak için muhakkak aile mahkemesinin kararı gerekmektedir.

Boşanma davası, anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olacağına karar verildikten sonra açılır. Her iki durumda da, başvurulan yer Aile Mahkemesi’dir. Boşanma isteğinde bulunan bir taraf, Aile Mahkemesi’nde boşanma davası açmak üzere iki nüsha boşanma dilekçesi (dava) dilekçesi, eklemek istediği belgeler ve nüfus cüzdan fotokopisiyle başvurabilir. Dava dilekçesi niteliğindeki Boşanma dilekçesi, boşanma sebeplerini, bu sebeplerin nasıl kanıtlanacağını, tanıkların ad-soyad ve adreslerini, mahkemeden talep edilen belge veya kayıtlara ilişkin açıklamaları içermelidir.

Boşanma davasının ikamesi akabinde maddi ve manevi tazminat, velayet, nafaka, mal rejiminin tasfiyesi yolu ile evlilik birliği içinde edinilmiş malların tasfiyesi vb. gibi ortaya çıkacak diğer hukuki meseleler de çözüme kavuşturulmalıdır. Görüldüğü üzere boşanma davasının açılması oldukça teknik ve nitelikli hukuki sorunların da doğmasına sebebiyet vermektedir ve boşanırken dikkat edilmesi gereken pek çok hukuki detay vardır..

Boşanma süreçleri nelerdir? Kaç Tür Boşanma Davası vardır?

Çekişmeli Boşanma Davası Süreci ve Davanın Başlatılması

Çekişmeli boşanma davaları, evliliğin sona erdirilmesine neden olan olayların taraflar arasında anlaşmazlık içerdiği hukuki süreçlerdir. Bu tür davalar, Medeni Kanun’un 161-166. maddeleri arasında belirtilen hem “genel” hem de “özel” boşanma sebeplerine dayanarak başlatılabilir.

Çekişmeli boşanma davası ve hazırlanan boşanma dilekçesi, sadece boşanma sebeplerini değil, aynı zamanda boşanmada hangi tarafın daha kusurlu olduğunu, maddi ve manevi tazminat, nafaka, velayet, ev eşyalarının paylaşımı gibi konularda detayları içeren bir türdür. Mal paylaşımına ilişkin katılma alacağı veya katkı payı alacağı davaları ise ayrı bir mal paylaşımı davası olarak açılmalıdır.

Çekişmeli boşanma davası açan taraf, eğer daha fazla kusurlu ise boşanma davası reddedilebilir. Az kusurlu eş, boşanmaya karşı çıkarsa boşanma kararı verilemez.

Çekişmeli boşanma davasının detayları, genel ve özel boşanma sebepleri ile ilgili bilgiler makalemizin ilerleyen bölümlerinde açıklanmıştır.

Çekişmeli boşanma davasında genel boşanma sebepleri:

Türk Medeni Kanunu’nun 166. Maddesi evlilik birliğinin sarsılması başlığıyla düzenlenmiştir. Maddenin ilk fıkrası “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” şeklindedir. Görüldüğü üzere oldukça genel bir şekilde düzenlenmiş bu hüküm doğrultusunda ortak hayatı sürdürmek eşler için çekilmez hale gelirse her iki eş de aile mahkemesinde boşanma davası açma hakkına sahip olmaktadır. Dolayısıyla boşanma davası açmak için ne gereklidir sorusunun ilk cevabı, evlilik birliğinin devamının eşlerden beklenemeyecek kadar çekilmez hale gelmesidir. Bu sebepler özel nitelikli sebepler gibi sınırlı sayıda değildir. Her türlü ekonomik, sosyal, kişisel vb. sebep evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olabilmektedir.

  • Şiddetli geçimsizlik, mizaç uyuşmazlığı, sürekli tartışma, tehdit, hakaret, şiddet, güven sarsıcı davranışlar, cinsel ilişkiden kaçınma, eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama, aile bireylerine kötü davranma, evlilik yükümlülüklerini yerine getirmeme gibi nedenler, genel boşanma nedenleri olarak kabul edilir. Bu sebepler, her olayda ayrı ayrı değerlendirilir ve evlilik birliğini temelden sarsan olayları içerir. Boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri de boşanma dilekçesinde belirtilen boşanma davasının dayanaklarının boşanma hukuku kuralları göz önünde bulundurularak dikkatli temellendirilmesidir.


Finansal sorunlar ve ekonomik şiddet:

Aile birliği içindeki finansal sorunlar da evlilik birliğinin temelinden sarılması ve dolayısıyla boşanma davasının kabulü için gerekçe olabilmektedir. Örneğin, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu (“HGK”) kararına yansıyan bir olayda “aile ekonomi yönden zor bir dönem geçirirken lüks sayılabilecek harcamalar yapmak” şeklindeki sebep davalı kadına kusur olarak yüklenmiştir. Tabi bunun kusur olarak takdiri mahkeme yani hâkimin yetkisindedir. Dolayısıyla da bir boşanma avukatıyla çalışmak, hak kaybına uğramamak bakımından faydalı olacaktır.

Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 4.11.2020 tarihli, 2020/3210 E. ve 2020/5405 K. sayılı ve kararına da yansıdığı üzere, “davacı-davalı erkeğin bağımsız konut temin etmediği, kadının ailesiyle görüşmesini istemediği, kadına ihtiyaçları için yeterli para bırakmadığı için kadının ailesinden yardım istemek zorunda kaldığı” sebepleri kusur olarak değerlendirilmiştir. Benzer kararlarda eşlerden birinin diğer eşten “sürekli olarak maaşını istemesi” de ekonomik şiddet kapsamında kusur olarak değerlendirilmiştir.

  • Sadakat yükümlülüğüne aykırı, güven sarsıcı davranışlar:

Birçok mahkeme kararına yansıdığı üzere sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunulmasının da evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiği kabul edilmektedir. Örneğin, eşlerin birbirine yalan söylemesi bu kapsamda kabul edilebilir. Güncel örnekler vermek gerekirse, eşlerin sosyal medyada kendilerini bekar olarak lanse etmeleri veya arkadaşlık platformları üzerinden gizli bir şekilde yeni insanlarla tanışmaları gibi hususlar somut olaya göre güven sarsıcı davranış olarak değerlendirilerek bu davranışları gerçekleştiren eşin boşanma davasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması bakımından kusurlu olarak değerlendirilmesi sonucunu doğurabilmektedir. Sadakat yükümlülüğüne aykırılığın ispatlandığı durumlarda yüksek miktarlarda maddi tazminat ve manevi tazminata hükmedilebilmektedir.

  • Eşe karşı yapılan itham ve yakıştırmalar:

Eşe hakaret edilmesi veya eşin ahlaksızlık ve iffetsizlikte itham edilmesi de somut olayın özelliklerine göre evlilik birliğinin temelinden sarsılması bakımından kusur atfedilen davranışlar olarak kabul edilmektedir.

  • Kumar, alkol vb. bağımlılıklar:

Eşlerin kumar ve alkol gibi bağımlılıklara sahip olması da boşanma davasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması bakımından kusurlu davranışlar olarak kabul edilmektedir. Uygulamadan güncel ve ilginç bir örnek vermek gerekirse Yargıtay 2. Hukuk Daire’sinin 23 Mart 2023 tarihli, 2022/10566 E. ve 2023/1342 K. sayılı kararına yansıyan olayda erkek eşin horoz dövüşü ile meşgul olması boşanma davasında evlilik birliğinin temelinden sarsılması bakımından tam kusurlu olarak değerlendirilmesine sebebiyet vermiştir.

  • Evliliğe ilişkin sırların başkalarına anlatılması:

Evliliğe ilişkin sır niteliğindeki bilgilerin eşler dışında kişilere anlatılması ve açıklanması da evlilik birliğinin temelinde sarsılması bakımından boşanma davasında kusur olarak tespit edilmektedir. Örneğin, bu husus Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12 Nisan 2008 tarihli, 2007/7664 E. ve 2008/5586 K. sayılı kararında:

“Boşanmaya neden olan olaylarda evlilik birliğine ilişkin sırlarını başkalarına anlatan, karısı hakkında küçük düşürücü sözler söyleyen davacı-karşı davalı Şafak tamamen kusurludur.”

İfadeleriyle dile getirilmiştir.

  • Ev işlerini yapmaktan imtina edilmesi:

Ev işlerinin yapılmaması ve ortak çocuklarla ilgilenilmemesi de evlilik birliği bakımından birlik görevleri olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla bu görevlerin yerine getirilmemesi de birlik görevleri yerine getirilmediğinden boşanma davasında kusurlu davranışlar olarak kabul edilebilmektedir. Zira bu yargı kararlarına da yansımış bir husustur. Aşağıda alıntılanacağı üzere Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 12 Nisan 2021 tarihli, 2021/1736 E. ve 2021/2890 K. sayılı kararında bu durumu:

“…davacı-davalı kadının ev işleri ve ortak çocuklar ile ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmıştır. Bu itibarla, boşanmaya sebebiyet veren ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre; eşine hakaret ederek fiziksel ve psikolojik şiddet uygulayan erkek ile güven sarsıcı davranışları bulunan ve ev işleri ve ortak çocuklar ile ilgilenmeyerek birlik görevlerini yerine getirmeyen kadın eşit kusurludur.” şeklinde ifade etmiştir.

  • Aileye karşı ilgisiz tutum ve davranışlar:

Aileye karşı eşin ilgisiz davranışlar sergilemesi de boşanma davasında kusurlu davranışlar olarak kabul edilebilmektedir.

  • Eşlerin birbirine hakaret etmesi:

Eşlerin birbirine karşı hakaret etmesi, küfretmesi ve kötü sözler söylemesi de evlilik birliğinin temelinde sarsılması bakımından boşanma davasında kusur olarak tespit edilebilmektedir. Nitekim bu hususa yargı kararlarında da sıklıkla rastlanmaktadır. Örneğin, 14 Mart 2019tarihli 2017/2/2067 E. ve 2019/296 K sayılı kararında:

“Davacının eşine hakaret ettiği, davalı kadının ise eşine “şizofren” şeklinde sözler söylediği ve eşini eve almadığı tüm dosya kapsamı ile sabittir.

Bu durumda, mahkemece tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle boşanma kararı verilmesi isabetlidir.”

denilerek bu durum ifade edilmiştir.

  • Eşlerin aile üyelerinin evliliğe müdahale etmesine izin verilmesi, aile üyelerinin eşe karşı müdahalesine ve olumsuz tutumlarına karşı eşin sessiz kalması:

Eşlerin aile üyelerinin evliliğe müdahale etmesine izin vermesi, aile üyelerinin eşe karşı müdahalesine ve olumsuz tutumlarına karşı sessiz kalması da boşanma davasında yine evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren kusurlu davranışlar olarak kabul edilmektedir. Örneğin, bir tarafın aile bireyinin, eşe karşı hakaret etmesine sessiz kalınması kusurlu bir davranış olarak kabul edilmektedir. Bu husus Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 12/11/2018 tarihli, 2018/5328 E. ve 2018/12792 K. sayılı kararına:

“Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden; mahkemece taraflara yüklenen kusurlu davranışlar yanında, ayrıca davacı-karşı davalı erkeğin, ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığı, zaman zaman uzun süreli eve gelmeyerek birlikte yaşamaktan ve birlik görevlerini yerine getirmekten kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya neden olan olaylarda davacı karşı davalı erkeğin, davalı-karşı davacı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir.”

ifadeleri ile yansımıştır.

  • Cinsel sorunlar:

Cinsel hayata ilişkin sorunlar da boşanma davası dosyalarına sıklıkla konu edilen konulardan biri olarak karşımıza çıkmakta ve bu yönüyle boşanma avukatları tarafından da üzerinde dikkatle durulan konulardan biri konumundadır. Sağlıksız bir cinsel hayat da somut olay bazında değerlendirildiğinde boşanma davasında evlilik birliğinin sarsılması sonucunu ve kusuru doğurabilmektedir. Örneğin, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 15 Mayıs 2018 tarihli, 2016/16507 E. ve 2018/6195 K. sayılı kararında:

“Evlenmenin sosyal amacı yanında, cinsel arzuları tatmin etme gayesi de vardır. Tarafların, davacı kadın tarafından iddia edildiği gibi, davalı erkeğin de kabulünde olduğu üzere erkeğin erken boşalma problemi nedeniyle fiili evlilik süresi içinde cinsel ilişki kuramadıkları anlaşılmaktadır. Bu hal evlilik birliğini temelinden sarsar. Birlikte yaşanan uzun süre içinde cinsel ilişkinin başarılamamış olması karşısında eşlerde birbirine karşı haklı bir nefretin, en azından isteksizliğin doğacağı şüphesizdir. Böyle bir durumu davacı açısından bir kusur olarak kabul etmek mümkün değildir. Ne zaman gerçekleşeceği belli olmayan ve ondan sonra da devam edip etmeyeceği şüpheli bulunan cinsel yakınlaşmayı beklemek için davacıyı zorlamak açık bir haksızlıktır. Bu koşullar altında davacıdan evlilik birliğini devam ettirmesi beklenemez. Aile birliğinin temelinden sarsıldığı (TMK m. 166/1) kabul edilerek boşanmaya karar verilmesi gerekirken davanın yetersiz gerekçe ile reddedilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.”

İfadelerine yer verilerek sağlıksız bir cinsel hayatın da evlilik birliğinin devamını beklenemez kılabileceğine hükmedilmiştir.

  1. Çekişmeli boşanma davasında özel boşanma sebepleri:

Medeni Kanun’da belirlenen sınırlı sayıda özel boşanma sebebi bulunmaktadır. Bu sebepler dışında özel boşanma davası açılamaz. Özel boşanma sebeplerine dayalı dava açan taraf, sadece bu sebepleri ispatla yükümlüdür ve karşı tarafın kusurlu olduğunu ispat etme sorumluluğu yoktur. Bu durum boşanma dilekçesinin önemini de arttırmaktadır. Boşanma Davası açılırken boşanma hukukunda uzman bir avukat ile çalışmak oldukça önemlidir. Özel boşanma sebepleri arasında zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk nedeni, akıl hastalığı gibi durumlar yer almaktadır.

Çekişmeli boşanma davası, Medeni Kanun’un genel ve özel sebeplerine dayalı olarak açılabilir. Genel boşanma sebepleri kanunda belirli bir liste içermemektedir. Ancak, özel boşanma sebepleri açıkça sıralanmış ve sınırlıdır. Çekişmeli boşanma davası açmanın özel sebepleri şu şekildedir:

  1. Zina Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası

Eşlerden biri zina yaparsa, diğer eş zina sebebiyle boşanma davası açabilir.

Dava hakkı olan eşin zina eylemini öğrenmesinden itibaren altı ay içinde ve en geç zina eyleminden itibaren beş yıl geçtikten sonra dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı bulunmaz.

  1. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedeniyle Boşanma

Eşlerden her biri, diğer eşin hayatına kastetmesi, pek kötü davranışlarda bulunması veya ağır derecede onur kırıcı davranışlarda bulunulması nedeniyle boşanma davası açabilir.

Dava hakkı olan eşin bu sebepleri öğrenmesinden itibaren altı ay içinde ve en geç bu sebeplerin ortaya çıkmasının üzerinden beş yıl geçtikten sonra dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı bulunmaz.

  1. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Nedeniyle Boşanma

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu nedenle onunla birlikte yaşamak diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

  1. Terk Nedeniyle Çekişmeli Boşanma

Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek amacıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği durumda, ayrılık en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmışsa; terk edilen eş çekişmeli boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

Dava hakkı olan eşin talebi üzerine hakim, yaptığı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi halinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilan yoluyla yapılır. Ancak, belirli bir süre içinde dava açmak için dördüncü ayın bitmesini beklemek gerekmektedir ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz

  1. Akıl Hastalığı Nedeniyle Çekişmeli Boşanma

Eşlerden biri akıl hastasıdır ve bu nedenle diğer eş için ortak hayat çekilmez hale gelmişse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmişse, bu eş çekişmeli boşanma davası açabilir.

Anlaşmalı Boşanma Davası Nedir?  Anlaşmalı Boşanma Davasının İşleyişi Nasıldır?

Anlaşmalı boşanma davası, herhangi bir adliyedeki aile mahkemesinde açılabilmektedir. Tarafların ikametgahı, yetkili mahkemenin belirlenmesinde etkili olmadığından, taraflar istedikleri adliyede boşanma dilekçesi vererek  anlaşmalı boşanma davası açabilirler. Bu davanın temelini oluşturan unsur, anlaşmalı boşanma protokolü ve boşanma dilekçesidir.  Aile mahkemesi, tarafların hazırladığı anlaşmalı boşanma protokolünü ve boşanma dilekçesini esas alarak boşanma kararı verir.

Anlaşmalı boşanma davasında çekişmeli boşanma davasındaki formaliteler uygulanmaz. Yani tebligat gönderme, cevap dilekçesi ya da ön inceleme gibi aşamalara gerek olmaksızın doğrudan duruşma günü belirlenir. Tarafların imzaladığı protokol, aile mahkemesi hakimi tarafından duruşmada onaylanarak boşanma kararı verilir.

Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında aşağıda gösterilen şekilde düzenlenmiş ve belli başlı şartların varlığına tabi tutulmuş boşanma davasıdır.

“Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz.”

Yazımızın başında bahsedildiği üzere anlaşmalı boşanma davası bakımından eşlerin evlilik birliğinin sonlanması ile oluşacak sonuçlar bakımından uzlaşarak mutabık kalması ve anlaşmalı boşanma için aile mahkemesinde boşanma davası açmaları gerekmektedir. Bunun haricinde eşlerden birinin açmış olduğu çekişmeli boşanma davasını diğer eşin kabul etmesi durumunda da çekişmeli olan boşanma davası anlaşmalı boşanma davası haline gelebilmektedir.

Anlaşmalı boşanmanın mümkün olabilmesi için her şeyden önce eşler arasındaki evlilik birliğinin en az bir yıl süre ile devam etmiş olması gerekmektedir. Taraflar boşanmaya ilişkin mutabık kaldıkları iradelerini serbestçe açıklamalı ve hâkimin de bu serbest iradenin varlığına tarafları dinleyerek karar vermesi gerekmektedir. Öte yandan tarafların üzerinde anlaştığı sonuçlar da hâkim tarafından uygun bulunmalıdır. Hâkim, tarafların ve özellikle varsa çocukların menfaat dengesini gözeterek tarafların yapmış olduğu boşanma anlaşmasında değişiklikler yapabilmektedir. Tarafların da hâkimin yaptığı değişikliği kabul etmesi halinde hâkim evlilik birliğinin sona ermesine yani boşanmaya karar verir.

Boşanma Davası Nerede Açılır? Yetkili ve Görevli Mahkeme

Boşanma davası, ilgili mahkemenin görev ve yetkisine tabi olarak aile mahkemesinde açılır. Aile mahkemesi, Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde belirtilen özel usul kurallarını göz önünde bulundurarak genel yargılama hükümlerine uygun şekilde davaya bakar.

Anlaşmalı boşanma davası herhangi bir adliyenin Aile Mahkemesi’nde bir boşanma dilekçesi ile başlatılabilir. Örneğin, taraflar İstanbul-Bakırköy’de ikamet etse bile, İstanbul Anadolu adliyesinin Aile Mahkemesi’nde anlaşmalı boşanma davası açabilirler.

Çekişmeli boşanma davasında ise belirli yetki kuralları bulunmaktadır. Çekişmeli boşanma davası açmak için yetkili mahkeme şu şekilde belirlenir:

  1. Davalı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
  2. Davacı tarafın yerleşim yeri aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.
  3. Boşanmak isteyen eşlerin son 6 aydan beri ikamet ettikleri yerdeki aile mahkemesinde çekişmeli boşanma davası açılabilir.

Çekişmeli Boşanma Davasında Yargılama Usulü

Çekişmeli Boşanma Davasında Yargılama Süreci

Çekişmeli boşanma davası, Aile Mahkemesi’ne sunulan bir boşanma dilekçesi ile başlatılır. Davalı taraf, dava/ boşanma dilekçesinin kendisine tebliğ edildikten sonra 2 hafta içinde cevap dilekçesi sunma hakkına sahiptir. Hem davacı hem de davalı, dava ve cevap dilekçelerinde dayandıkları delilleri ayrı ayrı belirtmelidir. Davacı, davalının cevap dilekçesini aldıktan sonra 2 hafta içinde karşı bir cevap dilekçesi sunabilir. Davalı da davacının cevap dilekçesini aldıktan sonra 2 hafta içinde bir cevap dilekçesi sunabilir. Genel olarak her iki taraf da olayları mahkemeye ikişer dilekçe ile açıklar. Boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri dilekçeler için belirtilen sürelerin takip edilmesidir.

Deliller, bu dilekçelerde gösterilir ve hangi olayın hangi delil ile ispatlanacağı belirtilir. Tanık deliline dayanılmışsa, tanıkların adı-soyadı ve iletişim bilgilerini içeren “tanık listesi dilekçesi” de sunulabilir. Ancak, tanıkların dava dilekçesi ve cevap dilekçelerinde gösterilmesi usulen daha uygun kabul edilir. Boşanma hukuku açısından deliller oldukça öndemli olduğundan boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri de delillerin boşanma dilekçesinde eksiksiz bir şekilde belirtilmesidir.

Dilekçe aşamasının ardından, aile mahkemesi her iki tarafı ilk duruşmaya çağırır. Bu duruşma, “ön inceleme duruşması” olarak adlandırılır. Ön inceleme tek bir duruşmada tamamlanır, ancak zorunlu durumlarda ikinci bir ön inceleme duruşması düzenlenebilir. Ön inceleme duruşmasında davacı ve davalı, dilekçelerinde sundukları belgeleri sunmayan veya belgelerin getirilmesi için gerekli açıklamayı yapmayan tarafın bu delillere dayanmaktan vazgeçtiği kararına varılabilir. Boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri de ön inceleme duruşmasına tarafların katılımıdır. Özellikle davacı tarafın ön inceleme duruşmasına katılmaması dosyanın müracaata bırakılmasına sebep olacaktır.

Ön inceleme duruşmasından sonraki duruşmalar, tanıkların dinlendiği, delillerin getirilerek tartışıldığı “tahkikat duruşması” aşamasıdır. Tahkikat duruşmaları, olayın özelliklerine göre farklılık gösterse de birden fazla kez gerçekleşebilir. Tarafların tüm delilleri toplandıktan sonra tartışıldığı tahkikat duruşmalarının sonunda “sözlü duruşma” düzenlenir. Bu duruşmada taraflar son kez dinlenir ve boşanma davası hakkında karar verilir. Çekişmeli boşanma davasındaki bu süreç genellikle 1 ila 3 yıl arasında sürmektedir.

Boşanma davasının yargılama süreci, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na göre genel hükümlere tabidir, ancak çekişmeli ve anlaşmalı boşanma davalarında boşanma hukuku açısından uygulanması gereken özel kurallar da bulunmaktadır. MK. m.184’teki bu özel kurallar şu şekildedir:

  • Hakim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.
  • Hakim, bu olgular hakkında gerek re’sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez.
  • Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz.
  • Hakim, kanıtları serbestçe takdir eder.
  • Boşanma veya ayrılığın fer’î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.
  • Hakim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.

Çekişmeli Boşanma Davasında İspat ve Deliller

Çekişmeli boşanma davasında ve boşanma dilekçesinde ortaya konan boşanma sebepleri, her bir olayın özel koşullarına göre çeşitli delil araçları kullanılarak ispatlanabilir. Boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri de delil araçlarının hukuka uygun ve eksiksiz bir şekilde kullanılmasıdır. Bu kapsamda, çekişmeli boşanma davasında sıklıkla başvurulan delil araçları şu şekildedir:

  1. Tanık İfadeleri: Olaya şahit olan kişilerin ifadeleri. Tanıkların duruşmadan önce hazırlanması Boşanma hukuku açısından dikkat edilmesi gerekenlerden biridir.
  2. Telefon Görüşme Kayıtları ve İçerikleri: Telefon görüşmeleri, mesajlar, WhatsApp içerikleri gibi elektronik iletişim araçlarından elde edilen deliller.
  3. Ses veya Görüntü Kaydı: Çekişmeli boşanma davasına esas teşkil eden olayların usulüne uygun alınmış ses veya görüntü kayıtları.
  4. Sosyal Medya Paylaşımları: Instagram, Facebook, Twitter, Twitch, Telegram vb. sosyal medya platformlarında yapılan paylaşımlar, mesajlar veya gönderiler.
  5. Uçak veya Otel Kayıtları, Güvenlik Kamerası Görüntüleri: Aldatma durumlarında özellikle kullanılan otel kayıtları, uçuş bilgileri ve güvenlik kamerası görüntüleri gibi belgeler. Boşanma hukuku açısından boşanma dilekçesinde talep edilmesi halinde diğer eşin otel ve uçak kayıtlarının istenmesi mümkündür.
  6. Fotoğraflar ve Video Kayıtları: Olaya dair çekilmiş fotoğraflar, video kayıtları veya diğer görsel deliller
  7. Banka Kayıtları ve Kredi Kartı Ekstreleri: Harcamaların hesaplanması, gelir düzeyinin belirlenmesi ve boşanma sebeplerinin tespiti amacıyla kullanılan banka kayıtları ve kredi kartı ekstreleri.
  8. Ceza Davası Dosyası:Açılmış bir ceza davası dosyası da çekişmeli boşanma davasında ve boşanma dilekçesinde delil olarak sunulabilir.

Günümüzde delil araçlarının çeşitliliği göz önüne alındığında, her bir olayın özelliğine göre çekişmeli boşanma davalarında kullanılacak delillerin titizlikle değerlendirilmesi boşanma hukuku açısından boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biridir. Boşanma davasında tek bir delilin yeterli olabileceği gibi, olayın tam anlamıyla ispat edilememesi durumunda çok sayıda delile rağmen boşanma talebi reddedilebilir.

Boşanma Davasında Gerekçe Göstermek Gerekir mi?

Boşanma dilekçesi sunarak Boşanma davası açan eş, hukuki sürecin başlangıcında boşanma dilekçesinde belirli bir boşanma sebebini somut olarak ifade etmelidir. Boşanma Hukuku açısından Boşanma sebepleri genel anlamda şiddetli geçimsizlik gibi genel nedenler olabilirken, özel nitelikteki sebepler arasında aldatma, ortak konutu terk etme gibi özel durumlar da bulunabilir.

Boşanırken dikkat edilmesi gerekenlerden biri de Davacı eş ve davalı eş, mahkeme sürecinde boşanma sebeplerini boşanma dilekçelerinde belirttikleri gibi ispatlamakla yükümlü olmalarıdır. Aksi takdirde, boşanma davası reddedilebilir. Davacı eş, sadece boşanma sebebini değil, aynı zamanda karşı tarafın da kusurlu olduğunu ispatlamakla sorumludur. Eğer davacı eşin ileri sürdüğü boşanma sebebi, kendi kusurundan kaynaklanıyorsa, mahkeme tarafından boşanma davası reddedilebilir.

Anlaşmalı boşanma davasında ise taraflar arasındaki kusur veya boşanma sebebi genellikle anlaşmalı boşanma protokolünde ayrıntılı bir şekilde ele alınmaz. Anlaşmalı boşanma sürecinde tarafların uzlaştığı noktalara odaklanılır ve kusur veya boşanma gerekçesi genellikle uyuşmazlık konusu yapılmaz.

Boşanma Davası Ne Kadar Sürer?

Boşanma Davası Süresi: Anlaşmalı ve Çekişmeli Boşanma Arasındaki Fark

Anlaşmalı boşanma davaları genellikle daha kısa bir sürede sona erer. Bu tür davalar, tarafların boşanma konusunda uzlaştığı ve anlaşmalı bir protokol hazırladığı durumları kapsar. Tek celsede sona eren anlaşmalı boşanma davasının karara bağlanma süreci, genellikle 1 ay ile 4 ay arasında değişir.

Öte yandan, çekişmeli boşanma davaları daha karmaşık bir yapıya sahiptir ve davanın niteliğine bağlı olarak süre değişkenlik gösterir. Çekişmeli boşanma davası, boşanma dilekçesi, tebligat aşaması, ön inceleme duruşması, inceleme duruşmaları ve karar duruşması gibi bir dizi aşamadan oluşur. Bu süreçte boşanma hukuku açısından önemli faktörler, tanıkların dinlenmesi, mahkemeye sunulan evrakların tamamlanması, tarafların işbirliği ve diğer araştırma işlemleridir. Bu nedenle, çekişmeli boşanma davası genellikle 1 ila 3 yıl arasında bir süre zarfında sonuçlanır.

Her iki durumda da, en iyi sonuca ulaşmak için deneyimli bir boşanma avukatıyla çalışmak önemlidir. Avukatın etkin bir şekilde yönettiği dava süreci, sürenin kısalmasına ve tarafların haklarının korunmasına katkıda bulunabilir.

Tarafların Duruşmaya Katılması Gerekir mi?

Genel olarak, tarafların duruşmaya bizzat katılma zorunluluğu, avukatları aracılığıyla yeterli temsil sağlandığında ortadan kalkar. Ancak, anlaşmalı boşanma davasında, tarafların kısa sürede boşanmak istemesi durumunda her iki tarafın duruşmada hazır bulunması gerekmektedir. Hakim, boşanma talebinin özgür iradeye dayalı olup olmadığını kontrol etmek amacıyla her iki tarafı dinleyebilir.

Çekişmeli boşanma davası, ispat açısından bir tartışma sürecini içerir ve taraflar iddialarını dilekçelerle ileri sürerek, delilleri karşılıklı olarak hakim önünde tartışırlar. Avukat aracılığıyla takip edilen çekişmeli boşanma davasında tarafların duruşmaya bizzat katılma zorunluluğu bulunmamaktadır. Tarafları temsilen avukatlar, beyanlarda bulunabilir ve delilleri tartışabilirler.

Boşanma davasında, çekişmeli veya anlaşmalı olması fark etmeksizin, avukat tutmayan tarafın yargılamaya katılma yükümlülüğü vardır. Bu, dilekçelerin karşılıklı verilmesi ve delillerin ileri sürülmesi aşamalarında, aynı zamanda duruşma aşamasında bizzat kendisini savunma sorumluluğunu içerir.

Davacı veya Davalı Duruşmaya Katılmazsa Ne Olur?

Davacı veya davalı tarafın duruşmaya katılmaması durumunda ortaya çıkan sonuçlar şu şekildedir:

  1. Davacı Tarafın Katılmaması:
  • Davacı, duruşmaya katılmaz ve kendisini bir avukat ile temsil ettirmezse, açtığı boşanma davası müracaata bırakılır.
  • Yani, dava işlemden kaldırılır ve 3 ay içinde yenilenmezse dava açılmamış sayılır.
  • Eğer davacı, 3 ay içinde dava açma işlemini tekrarlamazsa, dava sona erer.
  1. Davalı Tarafın Katılmaması:
  • Davalı, duruşmaya gelmez ve kendisini bir avukat ile temsil ettirmezse, dava yokluğunda görülmeye devam edilir.
  • Davalı, duruşma yokluğunda yapılan işlemlere itiraz hakkını kaybeder.
  • Davalı, duruşmaya katılmadığı için mahkeme, davanın davalı aleyhine sonuçlanmasına yönelik karar verebilir.

Bu nedenle, davalı veya davacı tarafın duruşmaya katılımı, davanın süreci ve sonucu üzerinde etkili olabilir. Taraflar, davalarında adil bir yargılanma süreci sağlamak ve haklarını korumak için duruşmalara katılmaya özen göstermelidirler.

Boşanma Davası Avukat Ücretleri 2024 Yılında

“Boşanma davası avukat ücreti nedir?” sorusu, boşanma sürecine giren birçok kişi tarafından sıklıkla sorulan bir konudur. Boşanma avukatı ücretleri, Türkiye Barolar Birliği ve yerel baroların belirlediği tarifelere göre şekillenir. 2024 yılında boşanma avukatı ücretleri davanın görüleceği şehre bağlı olarak yerel baroların belirlediği ücret tarifeleri de dikkate alınmalıdır. Boşanma avukatları genellikle Türkiye Barolar Birliği’nin ve yerel baroların tarifelerini göz önünde bulundurarak ücretlendirme yapmaktadır. Örneğin, İstanbul Barosu’nun 2024 Ücret Tarifesi’ne göre anlaşmalı boşanma davaları 52.500 TL, çekişmeli boşanma davaları ise 78.000 TL üzerinden ücretlendirilebilir.

Boşanma davasında maddi ve manevi tazminat talepleri olması durumunda, dava değerinin en az %15’i oranında avukatlık ücreti ödenmesi tavsiye edilmektedir. Ancak, bu ücretler genel tarife sınırlarının üzerinde veya altında olabilir, çünkü her dosyanın özel koşulları ve gereksinimleri farklıdır. Ayrıca, boşanma davası maliyetinin hesaplanmasında dava harçları, giderler ve vergiler gibi unsurların da dikkate alınması önemlidir.

Boşanma Davası Harç ve Giderleri 2024

Boşanma davası sürecinde karşılaşılan harç ve masraflar genellikle sabit maktu harçlardan oluşmaktadır. Yıllık değişkenlik gösterse de, 2024 yılı itibarıyla boşanma davasını mahkemeye dosyalamak için harç, avans ve masrafların yaklaşık 2.132 TL olarak ödenmesi gerekmektedir. Bu harç, boşanma, maddi ve manevi tazminat, nafaka ve velayet taleplerini içermektedir.

Bunun yanı sıra, yargılama sürecinde tanık ücretleri, tebligat giderleri, bilirkişi ücretleri gibi ek masraflar ortaya çıkabilir. Ziynet eşyası alacağı talebi söz konusu ise, nispi harçlar devreye girebilir. Nispi harçlar dava değerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu durumda, dava değerinin %11,38’inin ¼’ü davanın açılmasıyla birlikte ödenir, kalan ¾’ü ise kararın alınmasıyla birlikte ödenir.

Devlet, boşanma davası için avukat sağlamamaktadır. Ancak, maddi zorluk çeken ve ödeme gücü olmayan kişilere İstanbul Barosu tarafından Adli Yardım kapsamında ücretsiz avukat tayini yapılmaktadır. İstanbul Boşanma Avukatı arayanlar için, avukat ücretini İstanbul Barosu karşılamaktadır. Adli yardım talebinde bulunmak için muhtardan alınan fakirlik belgesi, ikametgah, nüfus cüzdan fotokopisi ve diğer gerekli belgeler gerekmektedir. Adli yardım talep edenler, Baro tarafından atanacak avukat ile ücretsiz boşanma davası sürecini takip edebilirler. Detaylı bilgi ve başvuru formları için Boşanma Avukatı Ücretleri makalemiz veya İstanbul Barosu’na başvurulabilir.

Çekişmeli boşanma davası süreçleri nelerdir?

Dilekçelerin Teatisi Aşaması (boşanma dilekçesi):

Bu evre, boşanma davasının başvuru ve savunma dilekçelerinin değişimini içerir. Davacı, boşanma dilekçesini sunar ve davalıya, cevap dilekçesi vermesi için 2 haftalık bir süre tanınır. Davalı, verdiği cevap dilekçesini davacıya tebliğ ettikten sonra, davacı ikinci bir dilekçe ile karşılık verebilir. Bu aşamada toplamda dört dilekçe sunulur, taraflar iddialarını ve delillerini sunmakla yükümlüdür.

Ön İnceleme Duruşması Aşaması:

Mahkeme, davanın usulüne uygunluğunu kontrol etmek ve tarafları sulhe davet etmek amacıyla ön inceleme duruşması düzenler. Sulh sağlanamazsa, mahkeme duruşmayı zapt eder ve davaya devam eder. Tarafların ön inceleme duruşmasında hazır bulunmamaları durumunda, hâkim delil sunma süresi belirler.

Tahkikat Aşaması:

Tahkikat, ön inceleme duruşmasından başlayarak son duruşmaya kadar olan süreci kapsar. Tarafların sunduğu deliller değerlendirilir ve mahkeme, kolluktan raporlar talep edebilir. Nafaka ve tazminat talepleri için sosyal ve ekonomik durum raporu alınabilir. Hâkim, delillerin hukuka uygunluğunu inceleyerek mahkeme kararına etki eden unsurları belirler.

Sözlü Yargılama Aşaması:

Sözlü yargılama, tüm delillerin değerlendirildiği ve tarafların son savunmalarını sunduğu aşamadır. Mahkeme, tarafların taleplerini göz önünde bulundurarak kararını verir. Tarafların duruşmada hazır bulunmaması durumunda hâkim, yoklukta karar verebilir. Bu son duruşma, hükmün verildiği aşama olarak kabul edilir ve boşanma davası süreci sona erer.

Boşanma Davasında Karar Aşaması:

Boşanma davasında karar aşaması, hâkimin tarafların son beyanlarını dinledikten sonra hükmü verdiği aşamadır. Hâkim, kısa karar ile mahkeme kararını özetleyecektir.

Türkiye Cumhuriyet Anayasası’nın 141. Maddesi gereğince “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” Bu nedenle, hâkim gerekçeli kararda, ileri sürülen iddiaların ve sunulan delillerin nasıl değerlendirildiğini, hangi yasal nedenlere dayanarak hükme varıldığını ve hangi delillerin neden esas alınmadığını açıkça belirtir. Gerekçeli karar, kısa kararın açıklandığı son duruşmadan itibaren en geç 1 ay içinde açıklanmak zorundadır.

Gerekçeli karar, mahkemenin hukuki değerlendirmesini içerir ve taraflara mahkeme kararının hangi hukuki temellere dayandığını anlama imkânı tanır. Bu karar, hâkimin hükme varırken hangi delil ve yasal nedenleri esas aldığını açıklar ve davaya ilişkin tüm ayrıntıları içerir. Hâkim, gerekçeli kararda adaletin tecellisi için titiz bir hukuki değerlendirme yapar ve bu değerlendirmeyi taraflara ve ilgili mercilere açıklar.

Boşanma Davası Başvurusu ve Gerekli Belgeler

Boşanma davası için başvuruda bulunurken boşanma hukuku açısından sunmanız gereken temel evraklar şunlardır: boşanma dilekçesi, nüfus cüzdanı fotokopisi ve varsa avukatınızın vekaletnamesi. Harçların ödendiğine dair makbuz tevzi bürosundan alınmalıdır. Anlaşmalı boşanmalarda ek olarak protokol, çekişmeli boşanmalarda ise delil listesi sunmak da gerekebilir. Bu belgeler, başvurunun hukuki süreçte geçerli ve eksiksiz bir şekilde ilerlemesi için önemlidir.

Boşanma Avukatı İstanbul Barosuna Bağlı İse Faaliyetleri Nerededir?

Boşanma davası açmak isteyen ve İstanbul Barosuna kayıtlı bir avukat arayan kişiler için, İstanbul’da bulunan çeşitli adliyelerde faaliyet gösteren avukatlar mevcuttur. Başlıca adliyeler şunlardır:

  • Çağlayan Şişli’de bulunan İstanbul Mahkemeleri
  • Kartal – Kadıköy civarında bulunan İstanbul Anadolu Mahkemeleri
  • Bakırköy Mahkemeleri
  • Küçükçekmece Mahkemeleri
  • Büyükçekmece Mahkemeleri
  • Gaziosmanpaşa Mahkemeleri
  • Beykoz Mahkemeleri
  • Silivri Mahkemeleri
  • Adalar Mahkemeleri
  • Şile Mahkemeleri

Türkiye’de ikametgahı bulunmayan kişiler için, aile mahkemelerinde görülecek bazı davalarda genellikle İstanbul, İzmir veya Ankara mahkemeleri yetkilidir. Bu nedenle, uluslararası bir boşanma davası için bir boşanma avukatı ile çalışmayı düşünüyorsanız, İstanbul’da faaliyet gösteren bir İstanbul boşanma avukatı ile çalışmayı tercih edebilirsiniz.

İstanbul Boşanma Avukatları Çalışma Alanları

İstanbul Barosu’na üye bir avukat, Türkiye genelindeki davalara katılabilir. Benzer şekilde, İstanbul’daki tüm avukatlar, farklı adliyelerdeki davalara müdahale edebilirler. Ancak, İstanbul anlaşmalı boşanma avukatları genellikle iş yoğunluğu daha az olan mahkemelerde bu tür boşanma davalarını açmayı tercih ederler. Bu sayede anlaşmalı boşanma davaları daha hızlı bir şekilde sonuçlanabilir.

İSTANBUL ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Arnavutköy
  • Bayrampaşa
  • Beşiktaş
  • Eminönü
  • Eyüp
  • Fatih
  • Kağıthane
  • Sarıyer
  • Şişli

İSTANBUL ANADOLU ADLİYESİ YETKİ SINRILARI

  • Ataşehir
  • Çekmeköy
  • Kadıköy
  • Kartal
  • Maltepe
  • Pendik
  • Sancaktepe
  • Sultanbeyli
  • Tuzla
  • Ümraniye
  • Üsküdar

BAKIRKÖY ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Bağcılar
  • Bahçelievler
  • Bakırköy
  • Esenler
  • Güngören
  • Zeytinburnu

ADALAR ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Burgazada
  • Büyükada
  • Heybeliada
  • Kınalıada

T.C. BEYKOZ ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Beykoz

T.C. BÜYÜKÇEKMECE ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Beylikdüzü
  • Büyükçekmece
  • Esenyurt

ÇATALCA ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Çatalca

GAZİOSMANPAŞA ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Gaziosmanpaşa
  • Sultangazi

KÜÇÜKÇEKMECE ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Avcılar
  • Başakşehir
  • Küçükçekmece

SİLİVRİ ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Silivri

ŞİLE ADLİYESİ YETKİ SINIRLARI

  • Şile