STARTUP HUKUKU ÜZERİNE-2: Avrupa Birliği Ödeme Hizmetleri Direktifleri ve 6493 Sayılı Kanun’un Girişimlere Etkisi
Avrupa Birliği tarafından 2018 yılında kabul edilerek yürürlüğe giren Payment Services Directive-2 (“PSD-2”) 1 Ocak 2020 tarihi ile Türk mevzuatına uyarlanmış ve Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Değişiklik Kanunu”) yürürlüğe girmiştir.
Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (“Kanun”) ise Payment Services Directive-1’in (“PSD-1”) Türk hukukuna uyarlanması ile çıkarılmış olup PSD-2’nin de bu şekilde yürürlüğe girmesi ile Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu ödeme sistemleri oluşturulması amaçlanmaktadır.
Değişiklik Kanunu ile ödeme sistemleri, hizmet sağlayıcıları, elektronik para kuruluşları gibi oyuncuları düzenleyen Kanun içeriğinde değişikliklere gidilmesi ve teknolojinin gereklerine uyum sağlanması yönünde ortaya çıkan ihtiyaç giderilmeye çalışılmıştır.
DEĞİŞİKLİK KANUNU’NUN GETİRDİKLERİ
- BDDK Yetkilerinin Merkez Bankası’na Devri
Değişiklik Kanunu ile Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (“TCMB“) ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK“) arasında daha oluşmuş olan iki farklı yetki ve kontrol mekanizması tek bir çatı altında birleştirilerek BDDK’ya ait lisans verme ve ikincil düzenleme çıkarma yetkileri de dahil konu ile ilgili yetkiler TCMB’ye devredilmektedir. Bu düzenleme ile işlemlerin daha hızlı ve tek elden yürütüleceği öngörülmekle birlikte teknoloji çağının gerekliliklerini ve sürekli devinim halinde olan sektörün rahatlatılması amaçlanmaktadır.
- Yeni Tanımlanan Ödeme Hizmetleri
Yapılan değişiklik ile Kanun kapsamındaki ödeme hizmetleri, Kanun’da hali hazırda yer alan ve tanımlanmış Ödeme Hizmetlerinin yanında AB mevzuatı ile paralel düzenlemeler yapılmış ve yeni nesil ödeme sistemleri tanımlanmıştır. Böylece Türkiye’de yüklelmekte olan “fintech” sektörünün uluslararası standartlara uygun ve mevzuat dahilinde kontrollü bir şekilde ilerlemesi mümkün olacaktır.
Değişiklik Kanunu’nun 12. Maddesinde tanımlanmış üç yeni ödeme sistemi bulunmaktadır;
“(f) Ödeme hizmeti kullanıcısının onayı alınması koşulu ile başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısında bulunan ödeme hesabıyla ilgili sunulan ödeme emri başlatma hizmeti”
“(g) Ödeme hizmeti kullanıcısının ödeme hizmeti sağlayıcıları nezdinde bulunan bir veya daha fazla ödeme hesabına ilişkin konsolide edilmiş bilgilerin çevrimiçi platformlarda sunulması hizmeti”
“(ğ) Ödemeler alanında toplam büyüklük veya etki alanı açısından Bankaca belirlenecek seviyeye ulaşan diğer işlem ve hizmetleri”
- Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği
Değişiklik Kanunu ile birlikte Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği (“Birlik”) kurulmuştur. Birlik, Türkiye’de faaliyet gösteren ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşlarının üye olma zorunluluğu bulunan kamu niteliğinde bir meslek kuruluşdur.
Faaliyet izni alan ödeme ve elektronik para kuruluşlarının faaliyete geçmesinin akabinde bir ay içeirsinde Birlik’e üye olmaları gerekliliği Değişiklik Kanunu’nda açıkça düzenlenmiştir.
- Kanun’un Girişimlere Etkisi
Kanun değişikliği öncesi lisans alınmasını gerektirmeyen hizmet ve iş modelleri Yürürlük Tarihi itibariyle TCMB tarafından belirlenebilecek usul ve esaslara göre lisansa tabi olabilecektir. Bu durumda girişim ve finansal teknoloji şirketleri, iş modellerinin bu yeni hizmetlerin kapsamına girip girmediğini kontrol etmeli ve bu hizmetlerin kapsamına girdiğini tespit etmeleri durumunda TCMB’den lisans almaları ve Birlik’ üye olmaları gerekeceğinin bilincinde olmalıdır.
Yapılan değişiklikler ile Ödeme Hizmetlerine ilişkin olarak mevzuatımızın uluslararası standartlara uygunluğunun arttırılması amaçlanmış olsa da lisans ve Birlik üyeliğine ilişkin getirilmiş zorunluluklar girişimcileri ve yeni kurulmuş startup’ları belirli bir faaliyet alanına sıkıştırma ihtimali bulunmakta ve sektörün gelişmesine ket vurabilecek nitelikte olabilmektedir. Çekirdek aşamadaki girişimlerin Değişiklik Kanunu ve ikincil mevzuata tam anlamı ile uyumlu olması ve faaliyete geçebilmesi güç olup faaliyete işbu sebeplerle geçememiş bir girişimin de pazarını büyütmesi hayli zor olacağından fintech girişimlerinin mevzuata uygunluk açısından 6493 sayılı Kanununundan doğan bir sınırlama ile karşılaşmaması için uyum süreçlerini iyi yönetmeleri gerekmektedir.
Daha fazla bilgi için lütfen irtibata geçin;
Gamze Müge Kan | gamze.kan@kyolegal.com