boşanma davası

Boşanma Davasında Dikkat Edilmesi Gerekenler

Boşanma davası, Türk Medeni Kanunu’nun 161 ile 166. maddeleri arasında düzenlenen, evlilik birliğini sona erdirmeyi amaçlayan hukuki bir süreçtir. Anayasa’nın 41. maddesinde belirtildiği üzere, “Aile, Türk toplumunun temelidir ve eşler arasında eşitliğe dayanır.” Bu temel ilke ışığında, boşanma davası, eşlerin eşit haklara sahip olduğu bir hukuki süreç olarak yürütülür.

Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi zina, 162. maddesi hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, 163. maddesi suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, 164. maddesi terk, 165. maddesi akıl hastalığı ve 166. maddesi evlilik birliğinin sarsılması gibi boşanma sebeplerini düzenler. Bu sebeplerden herhangi birinin varlığı halinde, eşlerden biri veya her ikisi birlikte boşanma davası açabilir.

Boşanma davası, sadece evliliğin sonlandırılmasını değil, aynı zamanda mal rejiminin tasfiyesi (TMK md. 179), velayet (TMK md. 182), nafaka (TMK md. 175 ve 176) ve tazminat (TMK md. 174) gibi konuları da kapsar. Bu nedenle, dava süreci oldukça kapsamlı ve karmaşık olabilir.

Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hak arama hürriyeti kapsamında, herkes boşanma davası açma hakkına sahiptir. Ancak, bu hakkın kullanımı sırasında Medeni Kanun’un öngördüğü şartlara uyulması gerekmektedir.

Boşanma Davası Nasıl Açılır?

Boşanma davası açmak için, Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi uyarınca yetkili aile mahkemesine başvurulması gerekmektedir. Yetki kuralları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 9. maddesine göre belirlenir. Buna göre, dava eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabilir.

Dava açılırken, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde belirtilen unsurları içeren bir dava dilekçesi hazırlanmalıdır. Bu dilekçede, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerine dayanarak boşanma sebepleri açıkça belirtilmeli ve iddialar delillerle desteklenmelidir.

Dava dilekçesi mahkemeye sunulduktan sonra, Tebligat Kanunu hükümlerine göre karşı tarafa tebligat yapılır. Tebligatı alan taraf, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 127. maddesi uyarınca iki hafta içinde cevap dilekçesi sunma hakkına sahiptir.

Boşanma davası sürecinde, Türk Medeni Kanunu’nun 169. maddesi uyarınca hâkim, gerekli gördüğü takdirde duruşma öncesinde veya duruşma sırasında, re’sen veya tarafların talebi üzerine geçici önlemler alabilir. Bu önlemler arasında eşlerin barınması, geçimi, malların yönetimi ve çocukların bakım ve korunması gibi konular yer alabilir.

Ayrıca, Anayasa’nın 141. maddesi gereğince, davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması esastır. Bu ilke, boşanma davalarının gereksiz yere uzatılmaması gerektiğini vurgular.

Boşanma Davası Açarken Nelere Dikkat Etmek Gereklidir?

Boşanma davası açarken, öncelikle Türk Medeni Kanunu’nun öngördüğü boşanma sebeplerinden en az birinin varlığını ispatlayabilecek delillerin toplanması gerekmektedir. Örneğin, TMK md. 166/1’e dayanılarak açılan bir davada, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösteren somut olaylar ve deliller sunulmalıdır.

Mal paylaşımı konusunda, Türk Medeni Kanunu’nun 202-281. maddeleri arasında düzenlenen mal rejimi hükümleri dikkate alınmalıdır. Özellikle, TMK md. 219’da belirtilen edinilmiş mallar ile TMK md. 220’de sayılan kişisel malların ayrımı yapılmalıdır. Bu ayrım, mal paylaşımının adil bir şekilde gerçekleştirilmesi için kritik öneme sahiptir.

Çocuklu çiftlerin boşanma davası açarken, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi uyarınca çocuğun üstün yararını gözeten bir velayet düzenlemesi önermeleri önemlidir. Anayasa’nın 41. maddesi de devletin çocukların korunması için gerekli tedbirleri alacağını belirtir. Bu kapsamda, velayet düzenlemesi yapılırken çocuğun fiziksel, zihinsel ve ahlaki gelişimi göz önünde bulundurulmalıdır.

Nafaka talepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 175 ve 176. maddelerine dayanılarak ileri sürülmelidir. Yoksulluk nafakası talep edilirken, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceğini iddia eden tarafın bu durumu ispatlayacak belgeleri sunması gerekir. İştirak nafakası için ise çocuğun ihtiyaçları ve tarafların ekonomik güçleri dikkate alınmalıdır.

Tazminat talepleri, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesine göre ileri sürülebilir. Maddi tazminat için mevcut veya beklenen menfaatlerin zedelendiğinin, manevi tazminat için ise kişilik haklarının saldırıya uğradığının ispatlanması gerekmektedir.

Aile Hukuku ve Boşanma Avukatı Hangi Konularda Yardımcı Olur?

Aile hukuku ve boşanma avukatı, Türk Medeni Kanunu ve ilgili mevzuatın detaylı bilgisiyle müvekkillerine kapsamlı hukuki destek sağlar. Avukatın rolü, Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinde belirtildiği gibi, hukuki meselelerde mütalaa vermek ve mahkemelerde temsil görevini üstlenmektir.

Avukat, öncelikle Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde belirtilen boşanma sebeplerini değerlendirerek, müvekkilin durumuna en uygun hukuki stratejiyi belirler. Bu strateji, anlaşmalı boşanma (TMK md. 166/3) veya çekişmeli boşanma yollarından hangisinin izleneceğini de kapsar.

Dava dilekçesinin hazırlanması aşamasında avukat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde belirtilen şartlara uygun bir dilekçe hazırlar. Bu dilekçede, boşanma gerekçeleri Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerine dayandırılarak açıklanır ve iddialar hukuki açıdan doğru bir şekilde ifade edilir.

Mal paylaşımı konusunda avukat, Türk Medeni Kanunu’nun 202-281. maddeleri arasında düzenlenen mal rejimi hükümlerini dikkate alarak müvekkilinin haklarını korur. Edinilmiş malların paylaşımı, katkı payı alacağı ve değer artış payı gibi konularda müvekkiline rehberlik eder.

Velayet konusunda avukat, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi ve Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri ışığında, çocuğun üstün yararını gözeten bir düzenleme için çaba gösterir. Ortak velayet veya tek başına velayet seçeneklerini değerlendirirerek, en uygun çözümü önerir.

Nafaka ve tazminat taleplerinde avukat, Türk Medeni Kanunu’nun 174, 175 ve 176. maddelerine dayanarak müvekkilinin haklarını savunur. Yoksulluk nafakası, iştirak nafakası, maddi ve manevi tazminat gibi konularda gerekli talepleri formüle eder ve bu talepleri destekleyecek delilleri hazırlar.

Mahkeme sürecinde avukat, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ilgili hükümleri uyarınca müvekkilini temsil eder. Duruşmalarda savunma yapar, delil sunar, tanık dinletir ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi talep eder. Karşı tarafın iddialarına cevap verir ve müvekkilinin çıkarlarını en iyi şekilde korumaya çalışır.

Boşanma kararı sonrasında da avukat, kararın uygulanması ve olası temyiz süreçlerinde müvekkiline destek olur. Türk Medeni Kanunu’nun 177. maddesi uyarınca nafaka ödemelerinin takibi, mal paylaşımının gerçekleştirilmesi veya velayet düzenlemelerinin uygulanması gibi konularda hukuki yardım sağlar.

boşanma davası

Aile ve Boşanma Hukukundaki Davalar Nelerdir?

Aile ve boşanma hukuku kapsamında çeşitli davalar bulunmaktadır. Bunların başında, Türk Medeni Kanunu’nun 161-166. maddeleri arasında düzenlenen boşanma davası gelir. Bunun yanı sıra, Türk Medeni Kanunu’nun 145-160. maddeleri arasında düzenlenen evliliğin butlanı (iptali) davası da açılabilir.

Nafaka davaları, aile hukukunun önemli bir parçasıdır. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası, 182. maddesinde yer alan iştirak nafakası ve 169. maddede belirtilen tedbir nafakası için ayrı davalar açılabilir. Bu davalar, Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen sosyal devlet ilkesinin bir yansıması olarak, ekonomik açıdan zayıf olan tarafın korunmasını amaçlar.

Velayet davaları, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesine dayanılarak açılır. Bu davalar, boşanma sürecinde çözüme kavuşturulmamış velayet anlaşmazlıklarında veya boşanma sonrasında değişen koşullar nedeniyle velayetin değiştirilmesi talebiyle açılabilir. Velayet davalarında, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesinde belirtilen çocuğun üstün yararı ilkesi esas alınır.

Mal rejiminin tasfiyesi davası, Türk Medeni Kanunu’nun 178. maddesi uyarınca boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren bir yıl içinde açılabilir. Bu dava ile evlilik süresince edinilen malların paylaşımı gerçekleştirilir. Mal rejiminin tasfiyesi, Türk Medeni Kanunu’nun 202-281. maddeleri arasında düzenlenen mal rejimi hükümlerine göre yapılır.

Türk Medeni Kanunu’nun 195-201. maddeleri arasında düzenlenen evlilik birliğinin korunması davaları da aile hukuku kapsamında değerlendirilir. Bu davalar, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda açılabilir.

Soybağının tespiti davaları, Türk Medeni Kanunu’nun 282-320. maddeleri arasında düzenlenir. Bu davalar, babalığın tespiti, tanımanın iptali veya soybağının reddi gibi konularda açılabilir.

Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davaları, Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun 36. maddesine dayanılarak açılır. Bu davalar, kişinin kimlik bilgilerinde düzeltme yapılması gerektiğinde kullanılır.

Çekişmeli Boşanma Nedir?

Çekişmeli boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin ilk fıkrasında düzenlenen, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle açılan boşanma davasıdır. Bu tür boşanmalarda, eşlerden biri diğerinin rızası olmadan dava açar ve taraflar arasında anlaşmazlıklar bulunur.

Çekişmeli boşanma davalarında, davacı taraf Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde belirtilen “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” durumunu ispat etmekle yükümlüdür. Bu ispat, taraflar arasındaki geçimsizliği ve evlilik birliğinin devamının beklenemeyeceğini gösteren olaylar ve delillerle yapılır.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesi uyarınca hazırlanan dava dilekçesinde, davacı taraf boşanma gerekçelerini ve iddialarını detaylı bir şekilde açıklar. Karşı taraf ise, aynı kanunun 129. maddesi gereğince cevap dilekçesinde bu iddialara yanıt verir ve gerekirse karşı dava açabilir.

Çekişmeli boşanma davalarında, Türk Medeni Kanunu’nun 174. maddesinde düzenlenen maddi ve manevi tazminat talepleri sıkça gündeme gelir. Kusursuz veya daha az kusurlu olan taraf, diğer taraftan tazminat talep edebilir. Bu talepler, evlilik birliğinin bozulması nedeniyle uğranılan maddi kayıpları ve kişilik haklarına yapılan saldırıları kapsar.

Mal paylaşımı konusu, çekişmeli boşanma davalarının en tartışmalı konularından biridir. Türk Medeni Kanunu’nun 202-281. maddeleri arasında düzenlenen mal rejimi hükümleri uygulanır. Eşler arasında yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejimi geçerliyse, TMK md. 219’da belirtilen edinilmiş mallar ile TMK md. 220’de sayılan kişisel malların ayrımı yapılarak paylaşım gerçekleştirilir.

Velayet konusu, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi uyarınca değerlendirilir. Mahkeme, çocuğun üstün yararını gözeterek velayet konusunda karar verir. Bu karar verilirken, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri de dikkate alınır. Gerektiğinde, TMK md. 182/2 uyarınca çocuğun görüşü de alınabilir.

Çekişmeli boşanma davalarında nafaka talepleri de önemli bir yer tutar. Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası ve 182. maddesinde yer alan iştirak nafakası için taraflar talepte bulunabilir. Bu talepler değerlendirilirken, tarafların ekonomik durumları ve ihtiyaçları göz önünde bulundurulur.

Çekişmeli boşanma davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabidir. Ancak, uyuşmazlığın niteliği gereği genellikle birden fazla duruşma yapılır ve dava süreci uzayabilir. Bu süreçte, HMK md. 297 uyarınca tanık dinlenmesi, bilirkişi incelemesi gibi delil toplama yöntemleri kullanılabilir.

Anayasa’nın 141. maddesinde belirtilen davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması ilkesi, çekişmeli boşanma davalarında da gözetilmelidir. Ancak, taraflar arasındaki anlaşmazlıkların çözümü zaman alabilir.

Anlaşmalı Boşanma Nedir?

Anlaşmalı boşanma, Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenen bir boşanma türüdür. Bu maddede, “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.” ifadesi yer alır.

Anlaşmalı boşanma protokolü, çiftlerin üzerinde anlaştıkları tüm konuları içeren bir belgedir. Bu protokolde, Türk Medeni Kanunu’nun ilgili maddelerine uygun olarak mal paylaşımı, varsa çocukların velayeti, nafaka ve tazminat gibi konular detaylı olarak belirtilir. Protokol, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 119. maddesinde belirtilen dava dilekçesi şartlarını taşımalıdır.

Mal paylaşımı konusunda, Türk Medeni Kanunu’nun 202-281. maddeleri arasında düzenlenen mal rejimi hükümleri dikkate alınarak anlaşma yapılır. Edinilmiş mallara katılma rejiminde, TMK md. 219’da belirtilen edinilmiş mallar ile TMK md. 220’de sayılan kişisel malların ayrımı yapılarak paylaşım gerçekleştirilir.

Velayet düzenlemesi, Türk Medeni Kanunu’nun 182. maddesi uyarınca çocuğun üstün yararı gözetilerek yapılır. Anlaşmalı boşanma protokolünde, velayetin hangi tarafa verileceği, diğer tarafın çocukla kişisel ilişki kurma hakkı ve şekli belirtilmelidir. Ayrıca, Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri de göz önünde bulundurulmalıdır.

Nafaka konusunda, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde düzenlenen yoksulluk nafakası ve 182. maddesinde yer alan iştirak nafakası için tarafların anlaşması gerekir. Bu anlaşmada, nafakanın miktarı, süresi ve ödeme şekli açıkça belirtilmelidir.

Anlaşmalı boşanma davalarında, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 320. maddesi uyarınca basit yargılama usulü uygulanır. Mahkeme, anlaşmalı boşanma taleplerini daha hızlı bir şekilde sonuçlandırır. Genellikle tek duruşma ile boşanma kararı verilebilir.

Ancak, hâkim Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesi uyarınca, anlaşmanın tarafların özgür iradesiyle yapıldığından ve çocukların menfaatlerinin korunduğundan emin olmak için gerekli incelemeleri yapar. Hâkim, anlaşmayı uygun bulmazsa taraflara eksiklikleri tamamlamaları için süre verebilir veya anlaşmayı reddedebilir.

Anlaşmalı boşanma, çekişmeli boşanmaya göre daha az stresli ve daha kısa süren bir süreçtir. Taraflar arasındaki anlaşmazlıkları en aza indirdiği için, boşanma sonrası ilişkilerin daha sağlıklı olmasına da katkıda bulunabilir. Ancak, anlaşmalı boşanma protokolünün hazırlanması aşamasında da bir avukatın rehberliğinden yararlanmak, tarafların haklarının korunması açısından önemlidir.

Sonuç olarak, boşanma süreci ister çekişmeli ister anlaşmalı olsun, karmaşık hukuki prosedürler içerir. Bu nedenle, bir boşanma avukatının rehberliğinden yararlanmak, sürecin daha sağlıklı ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlayabilir. Ancak, avukat tutma imkanı olmayan kişiler için Adli Yardım mekanizması mevcuttur. Türkiye Barolar Birliği Adli Yardım Yönetmeliği uyarınca, maddi durumu yetersiz olan vatandaşlar ücretsiz avukatlık hizmetinden yararlanabilirler.