Boşanma Nedir ve Boşanma Davası Nasıl Açılır?
Boşanma, eşler hayatta iken kanunda sayılı bir sebebe dayanarak, eşlerden birinin açacağı dava sonucunda, geçerli olarak kurulmuş evlilik birliğinin hâkim kararı ile sona erdirilmesidir. Boşanmaya ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (“TMK”) 161 ve 166. maddeleri arasında ele alınmıştır.
Hukukumuzda esas olan aile birliğinin korunması ve devamının sağlanması olsa da bazı durumlarda eşler için evliliğin devam ettirilmesi zor hatta imkânsız bir hal alabilmektedir. Bu durumlar eşlerin anlaşma ya da çekişmeli olacak şekilde boşanma davası açması mümkündür.
Boşanma Davası Açma Sebepleri
Boşanma sebepleri, genel boşanma nedenleri ve özel boşanma nedenleri olmak üzere iki ana başlıkta incelenmektedir. Genel boşanma nedenleri evlilik birliğinin temelden sarsılması, eşlerin anlaşması veya ortak hayatın yeniden kurulamaması olarak sıralanabilir. TMK, 166. Maddesinde evlilik birliğinin sarsılması başlığı altında “evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” Şeklinde düzenlemeye gitmiştir. Bu kapsama hangi olguların dahil edileceğini Yargıtay kararları aracılığıyla örneklemek mümkündür.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 7 Ekim 2009 tarihli, 2008/14223 E., 2009/16865 K. sayılı kararında “davalının birlik görevlerini yerine getirmediği, karısının doğumu ile ilgilenmediği davacının ise kocası ve ailesine sürekli hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir” diyerek eşlerin genel boşanma sebebine dayanarak boşanmasına karar vermiştir. Bu karardan da anlaşıldığı üzere eşlerin aileyle ilgilenmemesi, çocuklara veya eşe karşı ilgisiz davranılması gerekli özenin gösterilmemesi, hastalık durumlarında yardımcı olunmaması/refakat edilmemesi geçerli boşanma sebepleri olarak değerlendirilir.
Özel boşanma sebepleri ise TMK’nin 161. maddesinden itibaren sayılmaktadır. Bu sebepler:
- Zina,
- Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış,
- Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme,
- Terk,
- Akıl hastalığı olmak üzere sayılmıştır.
Yukarıda söz edilen boşanma nedenlerinden herhangi birinin varlığı halinde boşanma davası gündeme gelebilir ancak boşanma davası için de genel ispat kuralları geçerlidir. Davayı açan eş öne sürdüğü nedenlerin varlığını ispat etmekle yükümlüdür. Hukuka uygun her türlü delil, yazılı, görsel veya tanık yoluyla kullanılabilir. İstisna olarak boşanma davasında yemin ileri sürülemez. Nedenler ispat edildiği takdirde hâkimin iddia edilen olguların varlığına vicdanen kanaat getirmesi gerekir, aksi halde ispatlanmış olarak kabul edilmez.
Boşanma Davası Açma
Bahsedilen sebepler dolayısıyla eşlerden biri “Boşanma davası açmak istiyorum.” diyerek evliliği sonlandırma noktasına gelebilir. Eşlerden biri dilerse boşanma dilerse ayrılık talebinde bulunabilir. Ayrılık kararı verilmesi halinde boşanmadan farklı olarak evlilik birliği sona ermez. Boşanma için haklı sebepler bulunmasına rağmen, yukarıda vurgulandığı gibi “eşler için evliliğin devam ettirilmesi zor hatta imkânsız bir hal alması” mutlaka aranır. Hâkim tarafından eşlerin evliliği devam ettirmesi, barışması ve ortak hayatın yeniden inşa edilmesi ihtimali öngörüldüğünde 1 yıl ila 3 yıl süre için ayrılık kararı verilebilir. TMK’nin 167. maddesinden anlaşıldığı üzere eşlerden biri doğrudan ayrılık davası açabileceği gibi boşanma davası sonucunda hâkim tarafından da ayrılığa karar verilebilir. Bu sayede eşlerin bağının tamamen kopması önlenmiş olur. Tayin edilen süre sona erdiğinde evlilik birliği hala sağlanamamışsa taraflar tekrar boşanma davası açıp evliliği sona erdirme hakkına sahiptir.
Boşanma davaları, anlaşmalı ya da çekişmeli olacak şekilde açılabilir. Eşlerin birlikte mahkemeye başvurması ya da eşlerden birinin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi halinde anlaşmalı boşanma davasından söz edilebilir. Bu durumda taraflar boşanma konusunda mutabıklardır. Anlaşmalı boşanma davasının açılabilmesi için evliliğin en az 1 yıl sürmüş olması gerekmektedir. Mahkeme sürecinin öncesinde taraflar boşanma ve boşanmanın mali sonuçları, çocukların bakımı gibi hususlarda anlaşmış olmalıdır. Yapılan bu anlaşma hâkim tarafından da uygun bulunduğu takdirde boşanma gerçekleşir. Eğer tüm gereklilikler yerine getirilmişse ve hazırlanan protokol hâkim tarafından uygun görülmüşse anlaşmalı boşanma davaları tek celsede sonuçlanmaktadır.
Çekişmeli boşanma davası, ise eşlerden birinin ayrılmayı istemediği ya da ayrılık koşullarında nafaka, tazminat gibi hususlarda anlaşamadığı durumlarda gündeme gelir. Çekişmeli olarak açılacak boşanma davalarında dava dilekçesinin hazırlanıp yetkili ve görevli mahkemeye sunulması gerekir. Gerekli harçların ödenmesi ile dava açılmış olur. Anlaşmalı boşanma davasında hazırlanması gereken protokol burada söz konusu değildir.
Her iki yol için de bir boşanma avukatı ile çalışmak, özellikle boşanma sebeplerinin tespiti ve ispatı konusunda ciddi önem taşımaktadır. Ancak tarafların avukata başvurması zorunlu değildir. Yine de avukata danışmadan yürütülen hukuki süreçlerde hak ve süre kaybı yaşanma ihtimalinin yüksek olduğunun altını çizmek gerekir.
Boşanma Davası Nasıl Açılır, Yetkili Mahkemenin Tespiti Nasıl Yapılır?
Boşanma davalarında yetkili mahkeme TMK’nin 168. maddesinde yetki başlığı altında düzenlenmiştir. “Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.” Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere yetkilendirilmiş mahkeme eşlerin ikamet ettiği bölgeye göre belirlenebilmektedir. Başvurulacak mahkeme ise bu yerlerde bulunan aile mahkemesidir.
Hazırlanan dilekçe uygun mahkemeye sunulmadığı takdirde karşı tarafın itirazı üzerinde davanın yetkili mahkemeye yöneltilmesi gerekir. Bu durum ise taraflar için sürecin uzamasına sebep olmaktadır.
Anlaşmalı boşanmada taraflar protokolü hazırladıktan sonra dava dilekçesi ile birlikte ivedi duruşma günü talep eder. Duruşma esnasında tarafların huzurda bulunması gerekmektedir.
Çekişmeli boşanmada ise süreç biraz daha farklı işleyecektir. Davanın açılması ve dava dilekçesinin tebliğinden itibaren 2 hafta içinde cevap dilekçesi sunulabilir. Sunulacak dilekçenin boşanma istemi, sebebi ve gerekçesini; tazminat talepleri dahil olmak üzere nafaka ve velayet taleplerini de içermelidir. Dilekçeler karşılıklı olarak usulünce mahkemeye sunulduktan sonra ilk duruşma gerçekleşir. İlk duruşmaya “ön inceleme duruşması” adı verilmektedir. Bu duruşmada, taraflara henüz sunmamış oldukları ancak sunmak istedikleri deliller varsa, bunların olup olmadığı sorulur. Eğer varsa, deliller mahkemeye sunulur. Öninceleme duruşmasının ardından gelen duruşmalarda tanıklar dinlenir ve deliller üzerinde tartışmalar yapılır. Bu aşamaya “tahkikat” denir ve tahkikat duruşmaları birden fazla kez gerçekleştirilebilir. Delillerin toplandığı ve tartışıldığı tahkikat duruşmalarının ardından, sözlü yargılamaya geçilerek boşanma davası hakkında bir hüküm verilir.
Boşanma Davası Açmak İçin Gerekli Olanlar
Boşanma davasının açılması için gerekli evraklar boşanma davası dilekçesi, davacının kimlik ya da pasaport fotokopisi, avukat vekaletnamesi, dava dilekçesini destekleyen delil ve belgeler ve anlaşmalı boşanmanın söz konusu olduğu durumlarda anlaşmalı boşanma protokolünün ıslak imzalı nüshası olarak sayılabilir.
Boşanma davası açılması için uygun şekilde hazırlanmış bir dava dilekçesi önemli ve gereklidir. Ayrıca tarafların gerekli harç ödemelerini de yapması gerekmektedir. Ancak anlaşmalı boşanma davasında ek olarak tarafların bir boşanma protokolü hazırlayıp üzerinde anlaşmaları gerekmektedir. Bu protokol uygulamada yazılı olarak yapılmaktadır ancak kanunun öngördüğü herhangi bir şekil şartı yoktur. Protokol kapsamında;
- Tarafların boşanma iradeleri,
- Velayete ve müşterek çocukla şahsi ilişki,
- İştirak nafakası,
- Maddi veya manevi tazminat,
- Eşyaların teslimi,
- Mal rejimine ilişkin talepler,
- Aile konutunun akıbeti,
- Yargılama giderleri gibi konular ele alınmalı ve bu konular üzerinde tarafların anlaşmış olması gerekmektedir.
Hâkim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü hususlarda değişiklik yapma hakkına sahiptir. Yapılan değişiklikler taraflarca da kabul edilirse boşanmaya hükmolunur.